Türkiye Konut Üretiminde Tarihi Gerileme: Arz-Talep Dengesi Bozuldu

Türkiye genelinde konut üretimi 2025 yılı itibarıyla son yirmi yılın en düşük seviyelerine geriledi. Sektör verilerine göre, 2003 yılından bu yana ilk kez “net konut dengesi” sıfırın altına düştü. Bu durum, talep edilen konut sayısının üretilenden çok daha fazla olduğu anlamına geliyor.

Uzmanlara göre, konut arzındaki bu daralma; artan nüfus, büyüyen hane sayısı ve yüksek maliyetler nedeniyle derinleşen barınma krizinin en önemli göstergesi konumunda.

Arz Daralırken Talep Güçlü Seyrediyor

Türkiye’de son dönemde artan nüfus, kentleşme hızı ve bireysel hane oluşumundaki yükseliş, konut ihtiyacını hızla artırdı. Ancak sektör temsilcileri, yeni konut üretiminin bu talebi karşılamaktan uzak olduğunu belirtiyor.

Konut üretiminin durma noktasına gelmesi, piyasada ciddi arz sıkıntısına yol açtı. Bunun sonucu olarak kiralar tarihi seviyelere yükselirken, satış fiyatları da kontrolsüz biçimde artış gösterdi. Uzmanlar, bu tablonun sürdürülebilir olmadığını ve orta vadede sosyal etkiler yaratabileceğini vurguluyor.

“Net Konut Dengesi” Neden Önemli?

Net konut dengesi; belirli bir dönemde piyasaya kazandırılan yeni konut sayısından, kullanımdan çıkan veya yıkılan konutların çıkarılmasıyla hesaplanıyor. Bu göstergenin sıfırın altına düşmesi, üretilen konutun ihtiyacı karşılamadığı anlamına geliyor.

2025 yılında bu dengenin negatife dönmesi, konut arzının talebin gerisinde kaldığını ve üretim temposunun ülke genelinde yavaşladığını ortaya koydu.

Sektör Değerlendirmesi

Uzman görüşlerine göre; yüksek inşaat maliyetleri, finansmana erişimdeki zorluklar ve arsa maliyetlerindeki artış, üretimi kısıtlayan temel unsurlar arasında yer alıyor. Ayrıca, ekonomik belirsizlikler nedeniyle bazı yatırımcıların yeni proje başlatmakta temkinli davrandığı belirtiliyor.

Konut üretimindeki bu gerilemenin devam etmesi halinde, kiralık ve satılık konut piyasasında arz sıkışmasının daha da derinleşeceği ve fiyat baskısının süreceği öngörülüyor.

Uzmanlardan Çözüm Önerileri

Gayrimenkul ekonomistleri, mevcut dengesizliğin giderilmesi için konut finansmanında yeni modellerin geliştirilmesi, orta gelir grubuna yönelik üretim teşviklerinin artırılması ve arsa maliyetlerini düşürecek kamusal düzenlemelerin önemine dikkat çekiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir