Konut piyasasında alıcı hareketliliği hız kazanırken, üretim tarafında aynı oranda bir canlanma görülmüyor. Son sekiz aydır artan konut satışları, alıcıların bekle-gör stratejisinden çıkarak harekete geçtiğini gösteriyor. Ancak yeni konut arzındaki sınırlamalar, sektör açısından risk oluşturmaya devam ediyor.
Türkiye’de yıllık konut ihtiyacı 750-800 bin seviyesinde bulunurken, geçtiğimiz yıl yaklaşık 758 bin daire için ruhsat verildi. Ancak ruhsat almak, inşaatın hemen başlayacağı anlamına gelmiyor ve projelerin tamamlanması ortalama 2-3 yıl sürebiliyor. Geçmiş yıllardaki eksik üretimler de göz önüne alındığında, bu yıl arz tarafında ciddi bir sıkıntı yaşanabileceği öngörülüyor. Belediyeler tarafından verilen yapı kullanma izin belgelerinin de ihtiyacın gerisinde kalması, konut üretiminin talebi karşılamakta zorlandığını ortaya koyuyor.
Konut Kredilerindeki Düşüş Piyasayı Canlandırabilir
Konut kredisi faiz oranlarında olası bir düşüş beklentisi, sektöre pozitif bir ivme kazandırabilir. Piyasanın yılın ikinci yarısında daha da hareketlenmesi beklenirken, mevcut arzın hızla tükenmesi nedeniyle fiyat artışlarının yaşanabileceği öngörülüyor. Peşin alıcıların piyasada aktif olduğu görülse de, mevcut konut stokunun mimari beklentilerle tam örtüşmemesi ve yüksek fiyatlandırma stratejileri, alıcıları zorlayan unsurlar arasında yer alıyor.
Yeni projelere yönelik beklentiler ise sektöre umut veriyor. Yapılan anketlere göre, geliştiricilerin büyük bir bölümü önümüzdeki altı ay içinde yeni projelerin satış ve inşaatına başlamayı planlıyor. Alıcılar için uygun finansman koşullarının sağlanması halinde, üreticilerin de cesaret kazanarak yeni yatırımlara yönelmesi mümkün olabilir.