Türkiye’de barınma sorunu her geçen gün derinleşiyor. Artan kiralar, sosyal konut yetersizliği ve evsizlik riski, artık bu meselenin yalnızca bireysel değil, toplumsal bir kriz haline geldiğini açıkça ortaya koyuyor. Bu kapsamda gayrimenkul sektörünün uzmanları, çözümün ancak toplumsal faydayı önceleyen politikalarla mümkün olabileceği görüşünde birleşiyor.
Barınma Bir Hak Olmaktan Çıkıyor
Bugün gelinen noktada konut, temel bir insan hakkı olmaktan çıkarak yatırım aracına dönüşmüş durumda. Bu durum, özellikle düşük ve orta gelirli kesimlerin konuta erişimini imkânsız hale getiriyor. Son üç yılda yüzde 300’ün üzerinde artan kira fiyatları, büyük şehirlerde barınmayı lüks haline getirdi. Sosyal konut projeleri ise artık çoğunlukla orta gelir grubuna hitap ediyor.
Belediyeler Kaynak Sıkıntısı Yaşıyor
Yerel yönetimlerin üretim ve planlama yetkileri sınırlı, kaynakları ise yetersiz. Bu durum, sosyal konut ihtiyacının karşılanmasını zorlaştırıyor. Barınma krizi sadece bir arz-talep meselesi değil; aynı zamanda sosyal adalet, ekonomik güvenlik ve toplumsal refah sorunu haline geldi.
Çözüm İçin Neler Yapılabilir?
Uzmanlara göre barınma krizinin çözümü için atılması gereken temel adımlar şunlar:
-
Ulusal bir konut eylem planı hazırlanmalı.
-
Belediyelerin planlama ve konut üretim kapasiteleri artırılmalı.
-
Enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik kriterleri konut üretiminde öncelik haline getirilmeli.
-
Sosyal konut projelerinde kamu-özel işbirlikleri teşvik edilmeli.
-
Boş konutlar, kısa dönem kiralamalar ve çoklu mülk sahipliği için vergi düzenlemeleri yapılmalı.
Gençler ve Emekliler En Büyük Risk Altında
Barınma krizi özellikle gençleri, emeklileri ve sabit gelirli çalışanları etkiliyor. Konut sahibi olmanın giderek zorlaştığı bir ortamda, gençler evlilik kararlarını erteliyor, emekliler ise yaşamlarının son döneminde güvende hissetmekte zorlanıyor.
2025’in “aile yılı” ilan edilmesiyle birlikte gençleri evliliğe teşvik eden politikalar geliştirilse de, bu adımların etkili olabilmesi için öncelikle barınma sorununun çözüme kavuşturulması gerekiyor.
Toplumsal Fayda Ön Planda Olmalı
Konut meselesinin çözümü, yalnızca fiziksel yapıların değil, aynı zamanda güven, gelecek ve umut inşasının da parçası olarak görülmeli. Toplumun tüm kesimlerini içine alan kapsayıcı politikalarla, insan onuruna yaraşır bir barınma düzeni kurulabilir.