Türkiye’de konut fiyatları nominal olarak artarken, reel bazda düşüş yaşanıyor. Asgari ücret ve konut fiyatları arasındaki uçurum genişlemeye devam ederken, vatandaşlar için konut edinmek giderek daha zorlu bir hedef haline geliyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın yayınladığı verilere göre, 2024 yılı Eylül ayında Konut Fiyat Endeksi (KFE), bir önceki aya kıyasla yüzde 1 artış gösterdi ve yıllık bazda nominal olarak yüzde 27,4 oranında arttı. Ancak enflasyona göre ayarlanan reel veriler, konut fiyatlarının aynı dönemde yüzde 14,7 oranında gerilediğini ortaya koyuyor. Bu reel düşüşe rağmen, sıfır konutların fiyatları birçok vatandaş için hala erişilmesi zor seviyelerde seyrediyor.
Konut Fiyatlarında Süregelen Artış ve Düşen Alım Gücü
Konut fiyatlarındaki artış uzun süredir devam etmekle birlikte, son aylarda hız kesmiş olsa da fiyatlar oldukça yüksek bir seviyede seyrediyor. Yüksek maliyetler, inşaat sektörü üzerindeki baskıyı artırırken, konut sahibi olmayı hedefleyen dar gelirli kesimler için de bu hayal gitgide daha zor bir hale geliyor. Özellikle asgari ücretle geçinenler için bir ev sahibi olabilmek yıllar süren bir birikimi gerektiriyor. Uzmanlar, konut fiyatlarının düşmeye başlamasına rağmen asgari ücretlilerin birikimlerinin yüksek enflasyon nedeniyle giderek eridiğini belirtiyor.
Asgari Ücret ve Konut Fiyatları Kıyaslaması
Son zamanlarda kamuoyunda sıkça gündeme gelen bir konu, asgari ücretle geçinen bir bireyin ev sahibi olabilmek için ne kadar süre çalışması gerektiği oldu. Bu değerlendirmeye göre, asgari ücretle geçinen bir kişi maaşının tamamını biriktirmesi halinde, büyük şehirlerde ortalama bir konuta ulaşmak için yaklaşık 20-25 yıllık bir tasarruf süresine ihtiyaç duyuyor. Artan konut fiyatları karşısında enflasyon oranları ile güncellenen asgari ücret arasında ciddi bir uçurumun oluştuğunu dile getiren sektör temsilcileri, sürdürülebilir konut politikalarının geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Uzmanların Görüşü: Konut Edinmede Alım Gücünün Artırılması Gerekiyor
Uzmanlar, konut sahibi olmayı kolaylaştırmak için vergi yüklerinin azaltılmasının yanı sıra, ücretlerin alım gücünü artırıcı bir şekilde revize edilmesi gerektiği konusunda hemfikir. Özellikle dar gelirli vatandaşlar için sosyal konut projelerinin ve düşük faizli kredi imkanlarının sağlanması gerektiği, ev sahipliği oranını artırmak için etkin bir çözüm olabileceği ifade ediliyor.