Türkiye genelinde arsa piyasasında şehirler arası fiyat farkı giderek açılırken, 2026 yılı yatırımcılar açısından hem kısa vadeli fırsatlar hem de uzun vadeli değer artışı potansiyeli sunan kritik bir döneme işaret ediyor. Ulaşım yatırımları, yeni imar alanları ve kentsel dönüşüm odaklı bölgelerde arsa değerlerinin daha hızlı yükseldiği görülürken, bölgesel analizlerin önemi her geçen gün artıyor.
2026’ya yaklaşırken arsa piyasasında tablo daha net hale geliyor. Büyükşehirlerde artan nüfus baskısı ve sınırlı arsa arzı fiyatları yukarı taşımaya devam ederken, Anadolu şehirlerinde daha dengeli ancak uzun vadeye yayılan bir değerlenme eğilimi dikkat çekiyor. Yapılan sektörel analizler; imar durumu netleşmiş, ulaşım ve altyapı projeleriyle desteklenen bölgelerde arsa değer artışının çok daha güçlü seyrettiğini ortaya koyuyor.
Uzman değerlendirmelerine göre arsa yatırımı, kısa vadeli kazançtan ziyade geleceğe yönelik stratejik bir varlık olarak öne çıkıyor. İmar planı kesinleşmiş, altyapı yatırımları devam eden ve ulaşım projeleriyle desteklenen bölgelerde değer artışı daha hızlı gerçekleşirken, plansız ve gelişim potansiyeli sınırlı alanlarda bu sürecin daha uzun zamana yayıldığı belirtiliyor.
İstanbul’da arsa piyasası, kentsel dönüşüm projeleri, yeni ulaşım hatları ve yoğun yatırım hareketliliği nedeniyle güçlü talep görmeye devam ediyor. Şehirde arsa arzının sınırlı olması, fiyatların yüksek seviyelerde kalmasını sağlayan temel faktörlerden biri olarak öne çıkıyor. Buna karşılık Kırıkkale gibi şehirlerde daha geniş arsa arzı ve kontrollü talep artışı, fiyatların daha dengeli seyretmesine neden oluyor. Bu illerde ani yükselişler yerine, zamana yayılan ve sürdürülebilir bir değerlenme eğilimi dikkat çekiyor.
2026 yılına ilişkin projeksiyonlar, şehirler arasında köklü bir fiyat sıralaması değişimi beklenmediğine işaret ediyor. Ancak Ankara, İzmir, Antalya ve Kocaeli gibi nüfus artışı, sanayi gelişimi ve altyapı yatırımlarının yoğunlaştığı şehirlerde arsa fiyatlarının yukarı yönlü hareketini sürdürmesi öngörülüyor.
Arsa yatırımı planlayanların özellikle imar durumu, tapu niteliği ve bölgenin ulaşım–altyapı gelişmelerini detaylı biçimde incelemesi gerektiği vurgulanıyor. Yatırım sürecinin yalnızca alım veya satım zamanlamasından ibaret olmadığı; rayiç değer artışlarının vergi, tapu harcı ve diğer maliyetleri de doğrudan etkilediği belirtiliyor. Satış tarafında ise altyapı projelerinin tamamlandığı veya imar durumunun güncellendiği dönemler, daha avantajlı zamanlar olarak öne çıkıyor.
Uzman görüşlerine göre arsa yatırımı çok sayıda değişken barındıran, profesyonel analiz gerektiren bir süreç olarak değerlendiriliyor. Profesyonel değerleme ve geliştirme raporlarının, yatırımcılar için daha şeffaf, kontrollü ve güvenli bir karar zemini sunduğu ifade ediliyor. 2026 yılında güçlü ve sürdürülebilir bir arsa yatırımı hedefleyenlerin, bölgesel dinamikleri doğru okuyarak bilinçli adımlar atması gerektiği vurgulanıyor.