Son yıllarda Türkiye’de barınma krizinin derinleştiği ve inşaat sektöründe belirgin bir düşüş yaşandığına dair yeni sinyaller ortaya çıkıyor. İnşaat şirketlerinin yeni projelere girmekte tereddüt etmesi ve yapı ruhsatlarının sayısının dramatik bir şekilde azalması, bu sorunun boyutlarını gözler önüne seriyor.
TÜİK verilerine göre, daire bazında alınan yapı ruhsatı sayısı 2021’de 725,294 adetken, 2022’de 695,800’e düşmüş ve Kasım 2023’te ise bu rakam 520,209’a gerilemiştir. Bu düşüş, barınma krizini daha da tetikleyebilir ve bu krizin artık ciddi boyutlara ulaştığını göstermektedir.
Ülkedeki konut satışlarının çoğunluğunun ikinci el konutlardan oluştuğu ve insanların ekonomik nedenlerle yeni konut alamadığı belirtiliyor. Büyük ölçekli inşaat firmalarının da yeni projelere girmekte çekingen davrandığı ifade edilmekte. Talep ve üretim arasındaki dengesizlik, konut fiyatlarını ve kiraları olumsuz etkiliyor ve bu durumun barınma sorununu daha da derinleştirdiği belirtiliyor.
Önümüzdeki iki, üç yıl içerisinde barınma krizinin daha da ileri boyutlara ulaşabileceği öngörülüyor. Bu durumda, Türkiye’deki konut üretiminin hızlandırılması ve alternatif üretim modellerine geçişin cesaretlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, çürük yapı stoğunun yenilenmesi ve apartmanlarda dahil olmak üzere çelik yapı sistemlerine geçişin teşvik edilmesi gerekmektedir.
Bu değerlendirme, Türkiye’deki barınma krizi ve inşaat sektöründeki sorunların karmaşıklığını ve ciddiyetini gözler önüne sermektedir. Gelecek için bu konularda stratejik ve etkili adımlar atılması gerekmektedir.