Türkiye’de son yıllarda konut sahipliği oranındaki düşüş dikkat çekiyor. Özellikle hızla artan konut fiyatları ve yükselen faiz oranları, bu eğilimi hızlandırırken, Avrupa’daki konut sahipliği oranlarıyla karşılaştırma da merak konusu. Peki, Türkiye bu sıralamada Avrupa’da kaçıncı sırada yer alıyor?
Avrupa’da Konut Sahipliği Oranları
Avrupa genelinde konut sahipliği oranları, ülkeden ülkeye büyük farklılık gösteriyor. Avrupa Birliği ülkelerinde bu oran ortalama %69 seviyesinde sabit kalırken, listenin en üst sırasında Arnavutluk yer alıyor. Arnavutluk’ta ev sahipliği oranı %96 gibi dikkat çekici bir seviyede. Bununla birlikte, başkent Tiran’da 100 metrekarelik bir dairenin ortalama fiyatı 287 bin Euro (yaklaşık 300 bin dolar) civarında.
Listenin en alt sırasındaki İsviçre’de ise konut sahipliği oranı yalnızca %42. Zürih’te aynı büyüklükte bir konutun fiyatı yaklaşık 1 milyon 206 bin dolar seviyesine ulaşıyor. İsviçre gibi gelişmiş kira piyasalarına sahip ülkelerde konut sahipliği oranlarının düşük olması dikkat çekici bir eğilim.
Türkiye’nin Konut Sahipliği Oranı
Türkiye, Avrupa sıralamasında İsviçre, Almanya ve Avusturya gibi ülkelerin ardından geliyor. %57 seviyesindeki konut sahipliği oranı, Türkiye’yi Avrupa ortalamasının altına yerleştiriyor. Ancak, Türkiye’de bu durumun temel nedenleri Avrupa ülkelerinden farklılık gösteriyor. Fiyatlardaki artış, faiz oranlarındaki yükseliş ve düşen alım gücü, konut sahipliği oranındaki gerilemenin ana nedenleri arasında yer alıyor.
Etkileyen Faktörler
Konut piyasasında yaşanan dalgalanmalar yalnızca fiyatlarla sınırlı değil. Artan nüfus, yükselen inşaat maliyetleri ve sınırlı konut arzı gibi faktörler, özellikle büyük şehirlerde konut edinmeyi daha da zorlaştırıyor. Bunun yanı sıra kiraların yükselmesi ve kredi faizlerindeki artış da konut sahipliği oranlarını etkileyen diğer önemli unsurlar arasında bulunuyor.
Sonuç
Türkiye’nin konut sahipliği oranı, Avrupa’daki genel trendlere kıyasla farklı bir yol izliyor. Özellikle fiyat artışlarının hız kesmediği bu dönemde, piyasadaki bu düşüş eğilimi, gelecekte konut piyasasıyla ilgili yeni stratejiler geliştirilmesi gerektiğini gösteriyor.
