Tapuda Gerçek Değer Gösterimi: Düşük Beyanın Riskleri ve Hukuki Sonuçları

Son dönemde gayrimenkul satışlarında tapuda gerçek satış bedelinin düşük gösterilmesi konusu sıkça gündeme geliyor. Ev alım-satım işlemlerinde tapu bedelinin düşük beyan edilmesi, hem alıcı hem de satıcı için önemli riskler doğurabiliyor. Gayrimenkulün gerçek değeri, genellikle lokasyon, çevresel olanaklar ve altyapı gibi birçok faktöre göre belirlenirken, tapu satış bedeli tarafların beyanına dayanıyor.

Uzmanlar, tapuda düşük değer gösterilmesinin ciddi mali ve hukuki sonuçlara yol açabileceğine dikkat çekiyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapılan denetimlerde düşük beyan tespit edilmesi halinde, cezai yaptırım uygulanıyor ve bu ceza hem alıcıdan hem de satıcıdan tahsil ediliyor.

Ekonomistlerin vurguladığı bir diğer önemli konu ise tapuda düşük bedel gösteriminin “mal kaçırma” olarak yorumlanabilme riski. Hukuki olarak, satıcının borçlu olması durumunda, tapu işlemi düşük değer üzerinden yapılırsa, alacaklılar gerçek satış değeri üzerinden işlem yapılmadığı iddiasıyla dava açabiliyor. Bu durumda alıcı, satın aldığı mülkün gerçek satış bedelini kanıtlayamazsa, alacaklıya ek bir ödeme yapmak zorunda kalabiliyor.

Gayrimenkul yatırımı yapacaklara yönelik tavsiyeler arasında, tapuda gerçek değer gösteriminin yasal bir zorunluluk olduğu ve olası mali risklerden korunmak için bu zorunluluğa uyulması gerektiği belirtiliyor. Bu konuda yapılacak hatalı beyanların, mülk alımlarında uzun vadeli hukuki sorunlara yol açabileceği uyarısında bulunuluyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir