Türkiye konut piyasasında dikkat çekici bir döneme giriliyor. Resmî verilere göre, konutun altın karşısındaki değeri son 15 yılın en düşük seviyesine geriledi. Bu gelişme, gayrimenkul yatırımlarında değer koruma gücü tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından yayımlanan Eylül 2025 Konut Fiyat Endeksi (KFE) verilerine göre, Türkiye genelinde konut fiyatları bir önceki aya göre %1,7 artış göstererek 195,7 seviyesine ulaştı. Yıllık bazda ise artış oranı %32,2 olurken, reel bazda %0,8 oranında gerileme kaydedildi.
Üç büyük şehirdeki değişim incelendiğinde; Eylül ayında konut fiyatları İstanbul’da %1,5, Ankara’da %2,3, İzmir’de %2,9 oranında arttı. Yıllık artış oranları ise İstanbul’da %30,7, Ankara’da %41,1, İzmir’de %34,4 olarak kaydedildi.
Buna karşın, altın bazında konut değerleri son 15 yılın en düşük seviyelerinde. Uzmanlara göre, 2025 yılının üçüncü çeyreğinde 1 metrekare konutun değeri ortalama 9,28 gram altına denk geliyor. 2010 yılından bu yana ortalama değer 14,88 gram/m² seviyesindeydi.
Gayrimenkul sektöründe uzun yıllardır gözlenen bu makasın açılması, yatırımcıların “konut mu altın mı?” sorusunu yeniden gündeme getirdi. Ekonomistlere göre, konut fiyatlarının nominal olarak yükselmesine rağmen, altın karşısında değer kaybetmesi reel yatırım açısından risk oluşturuyor.
Uzman değerlendirmelerine göre, bu tablo özellikle yüksek faiz ortamında duran varlıklara yönelimi zayıflatırken, kıymetli madenlerin güvenli liman konumunu güçlendiriyor. Ancak orta vadede, faizlerin düşmesiyle birlikte konutun yeniden cazip bir yatırım aracına dönüşebileceği öngörülüyor.
Yatırımcılar açısından kritik nokta, konutun kısa vadeli değer artışına değil; enflasyon ve emtia bazlı reel getirisine odaklanmak olarak değerlendiriliyor.
