Türkiye’de konut sektörü, son iki yıldır yaşanan daralmanın ardından dipten çıkış sinyalleri vermeye başladı. Konut satışları son iki ayda önemli ölçüde artış gösterirken, sektör uzmanları bu hareketliliğin nedenlerini ve gelecekteki olası etkilerini tartışıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan konut satış verileri ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) konut fiyat endeksi, sektörde uzun süre devam eden durgunluğun sona erdiğine işaret ediyor. Temmuz ve Ağustos aylarında sırasıyla yüzde 16 ve yüzde 9,9’luk satış artışı kaydedildi. Bu iki aylık artış, konut satışlarında 27 aylık bir durgunluk döneminin ardından yaşanan ilk toparlanma olarak dikkat çekiyor. Yılın ilk sekiz ayında gerçekleşen toplam konut satışları 806 bin adede ulaşarak, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,1’lik bir yükseliş kaydetti.
Konut Fiyatlarındaki Değişim
Konut satışlarındaki bu artış, konut fiyatlarında da bir hareketliliği beraberinde getirdi. TCMB’nin Konut Fiyat Endeksi verilerine göre, Ekim 2022’de yüzde 186,8 ile zirveye ulaşan yıllık fiyat artışı, Ağustos 2024 itibarıyla yüzde 34,3 seviyesine geriledi. Bu düşüş, konut fiyatlarındaki şişkinliğin bir ölçüde azaldığını gösteriyor. Ancak, fiyatların hâlâ yüksek seyretmesi, konut piyasasında yaşanan bu hareketliliğin toplumsal ve ekonomik etkilerini gündeme getiriyor.
Konutları Kimler Alıyor?
Konut alıcılarının profili, fiyatların ve satışların artmasındaki temel faktörlerden biri olarak görülüyor. Yaz aylarında yurt dışında yaşayan vatandaşların alımları hızlandırdığı belirtilirken, yüksek kira getirisi arayışı da konut alımlarını teşvik ediyor. Özellikle, kiraların yüksek olduğu ve düşüşe direnç gösterdiği büyük şehirlerde konut almak, hem yatırımcılar hem de bireysel alıcılar için cazip hale geliyor.
Talep Düşük Fiyatlı Şehirlerde Yoğunlaşıyor
Son aylarda Batı Karadeniz ve Doğu Anadolu illerinde konut fiyatlarında dikkat çekici artışlar yaşanıyor. Bu durum, talebin daha düşük fiyatlı şehirlere yöneldiğinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Daha önce konut fiyatlarının zirveyi gördüğü büyük şehirlerde ise, artış oranlarının daha sınırlı kaldığı gözlemleniyor. Özellikle, deprem gibi beklenmedik olaylar ve şehirlerin güvenli sığınak olarak görülmesi, konut talebinin belirli bölgelere kaymasına yol açabiliyor.
Geleceğe Dair Belirsizlikler
Konut sektöründe yaşanan bu dipten çıkışın kalıcı olup olmayacağı henüz net değil. Özellikle, enflasyon ve faiz oranlarındaki gelişmeler, konut piyasasının gelecekteki seyrini belirleyecek önemli faktörler arasında yer alıyor. Yüksek faiz oranları nedeniyle konut kredisi kullanımının düşük seviyelerde olduğu bu dönemde, nakit birikimi olan yatırımcılar daha fazla fırsat kolluyor. Ancak, konut fiyatlarının artmaya devam etmesi, enflasyonla mücadeleyi zorlaştırabilecek bir gelişme olarak görülüyor.
Sonuç olarak, konut sektöründe yaşanan son iki aylık artış, dip arayışının başladığını gösterse de, bu hareketliliğin uzun vadeli bir toparlanmaya dönüşüp dönüşmeyeceği, hem ekonomik göstergelere hem de piyasa dinamiklerine bağlı olarak şekillenecek.