Konut Sahipliği Oranı Düşüyor: Barınma Krizine Yeni Çözüm Önerileri Geliştirilmeli

Türkiye genelinde konut sahipliği oranı düşerken, kiracılık hızla artıyor. Uzmanlar, bu gelişmenin ardında yatan ana nedenin konutun bir yatırım aracı olarak görülmesi ve sosyal konut projelerinin yetersiz kalması olduğunu belirtiyor. Türkiye’de ev sahipliği oranının 2000’li yılların başından itibaren düzenli olarak azaldığı ve 2024 itibarıyla önemli bir düşüş yaşandığı vurgulanıyor.

Yatırım Amaçlı Konut Alımları Erişim Sorununu Derinleştiriyor

Ev sahibi olanların birden fazla konut satın alması, konut piyasasında fiyatları artırıyor ve bu durum, gerçek ihtiyaç sahiplerinin konuta erişimini zorlaştırıyor. Artan konut fiyatları ve kiralar, dar gelirli vatandaşların konut edinme şansını giderek azaltıyor. Ayrıca, yatırım amaçlı alımların gayrimenkul piyasasında dengesizliklere yol açtığı ifade ediliyor.

Sosyal Konut Üretimi ve Kiralama Seçenekleri Artırılmalı

Uzmanlara göre, konut krizine karşı alınabilecek en etkili önlemlerden biri, sosyal konut üretiminin artırılmasıdır. Sadece satın alma değil, aynı zamanda sosyal konut kiralama gibi alternatif seçeneklerin oluşturulması gerektiğine dikkat çekiliyor. Özel sektörün de uygun düzenlemelerle konut üretimine teşvik edilmesi gerektiği savunuluyor.

Erişilebilir Konut Politikalarına İhtiyaç Var

Konut sektöründe arz ve talep dengesizliği devam ederken, konut kredilerine erişimde yaşanan zorluklar da konut üretimini sınırlıyor. Yüksek faiz oranları ve maliyetler, yeni konut projelerinin hayata geçmesini engelliyor. Bu nedenle, daha erişilebilir ve sürdürülebilir konut politikalarının uygulanmasının elzem olduğu belirtiliyor.

Barınma krizi, Türkiye’de sosyal adalet ve toplumsal refah açısından kritik bir sorun haline gelirken, sosyal konut politikalarının güçlendirilmesi ve özel sektörün daha aktif bir rol üstlenmesi gerektiği bir kez daha vurgulanıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir