Konut fiyatlarının yükselişi gündemdeki yerini korurken, özellikle büyük şehirlerde ev sahibi olma arzusu taşıyan vatandaşlar piyasanın seyrini dikkatle izliyor. Birçok analistin beklediği fiyat düşüşünün gerçekleşmemesi, konut piyasasında dengelerin yeniden değerlendirilmesine yol açtı.
Son dönemlerde yapılan analizlere göre, Türkiye genelinde konut fiyatları nominal olarak yükselmeye devam ederken, reel anlamda bazı küçük gerilemeler yaşandığı gözlemleniyor. Özellikle İstanbul gibi metropollerde fiyat artışı daha belirgin; son verilere göre, İstanbul’da 100 metrekarelik bir dairenin ortalama fiyatı yıllık %28 artarak 4 milyon TL’nin üzerine çıktı. Analistlerin dikkat çektiği bir diğer nokta ise, yüksek faiz oranlarına rağmen bu artış trendinin sürmesi.
Ekonomistlerin değerlendirmelerine göre, fiyatların düşmemesinin en önemli sebebi olarak arz yetersizliği gösteriliyor. İnşaat sektöründeki arz eksikliği, talebi karşılayacak yeterli yeni konut yapılamamasına neden olurken, mevcut konutlara olan ilgiyi artırıyor ve bu durum fiyatlarda sürekli bir yukarı yönlü baskı oluşturuyor. Uzmanlar, konut piyasasında fiyatların durması ya da hafif artışlarla seyretmesi muhtemel olsa da, kısa vadede belirgin bir düşüş yaşanmayacağı görüşünde birleşiyor.
Ayrıca, bazı sektör uzmanları konut fiyatlarındaki artışın sadece arz ve talep dengesiyle açıklanamayacağını, ekonomik belirsizlikler ve yüksek enflasyonun da etkisi olduğunu belirtiyor. Özellikle hane halkının enflasyondan korunma amacıyla konut yatırımı yapmaya yönelmesi, konut talebini canlı tutan etkenlerden biri olarak öne çıkıyor.
Gelecek Dönemde Konut Fiyatlarına İlişkin Beklentiler
Ekonomistler, önümüzdeki aylarda faiz oranlarının konut talebine etkisinin izlenmesi gerektiğini vurguluyor. Yüksek faiz oranları, finansman maliyetlerini artırarak talebi azaltabilecek bir faktör olarak görülse de, konut talebinin ekonomik dalgalanmalardan daha az etkilenmesi nedeniyle talebin tamamen düşmesi beklenmiyor. Uzmanlar, sınırlı bir arz ortamında, fiyatların düşmesi için yalnızca faiz düşüşlerinin yeterli olmayacağını, aynı zamanda inşaat projelerinin ve konut üretiminin artırılması gerektiğini belirtiyor.
Konut sahibi olmak isteyenler için piyasanın seyri belirsizlik taşırken, fiyatların kısa vadede düşmesi beklenmiyor. Orta vadede ise, ekonominin dengelenmesi ve faiz oranlarının yeniden düzenlenmesiyle konut fiyatlarındaki ivmenin değişebileceği düşünülüyor.