İstanbul’da konut piyasasında son dönemde gözlenen eğilimler, sektörde dikkat çekici değişimlere işaret ediyor. Mart ayı verilerine göre, satılık daire fiyatlarında nominal olarak yaşanan düşüş, piyasada reel anlamda bir gerileme olduğunu ortaya koyuyor. Bu düşüşe karşın, kiralık konut fiyatları ise belirgin bir artış göstererek dikkat çekiyor.
Mevduat sahiplerinin yatırımlarını konuta yönlendirecek olan Merkez Bankası’nın faiz indirimleri, 2025’in ikinci yarısından itibaren konut talebinin artmasına neden olabilir. Bu durum, konut piyasasında hareketlenme ve fiyatların yeniden yükselişe geçmesine zemin hazırlayabilir.
Ancak, konut satışlarında yaşanan durgunlukta etkili olan faktörler arasında faiz oranlarındaki artış ve büyükşehirler ile diğer şehirler arasındaki fiyat uçurumları ön plana çıkıyor. Bu durum, satış fiyatlarının gerilemesinde başlıca etkenlerden biri olarak gösteriliyor.
Kiralık konut fiyatlarındaki artışın ardından yaşanan durgunluk, konut kiralamak isteyenler için bir fırsat sunarken, büyükşehirlerde ev sahibi olmanın giderek zorlaştığı belirtiliyor. Konut kredisi faizlerinin ödenebilecek seviyelerde olmaması da ev sahibi olma arzusunu azaltıyor.
Öte yandan, sektör temsilcileri, konut talebinin düşük seyretmesi ve yeni projelere olan ilginin azalmasıyla ilgili endişelerini dile getiriyor. Ancak, seçim sonrası sürecin olumlu etkilerinin beklendiği ifade edilse de, sektör temsilcileri birlikte hareket etme çağrısında bulunuyor.
Artan kira fiyatları ve inşaat maliyetlerinin ev sahibi olma arzusunu azaltması, sektördeki oyuncuları olumsuz etkiliyor. Bu durum, konut sahibi olmayı tercih edenlerin sayısının azalmasına ve genel olarak konut piyasasındaki durağanlığın devam etmesine neden olabilir.
Konut piyasasında yaşanan bu gelişmeler, sektörün geleceği ve konut sahibi olma eğilimleri açısından önemli bir gösterge olarak değerlendiriliyor. Konut talebindeki potansiyel artışlar ve sektördeki aktörlerin işbirliği, piyasadaki durgunluğun aşılmasında kritik bir rol oynayabilir.