Gayrimenkul sektöründe yaşanan temel sorunlar ve çözüm yolları tartışılmaya devam ediyor. Türkiye’de her yıl 600-800 bin konuta ihtiyaç duyulmasına rağmen dar gelirli grupların konuta erişimde yaşadığı sıkıntılar ön plana çıkıyor. Uzmanlar, sektördeki fon kaynaklarının erişilebilir konut üretimine yönlendirilmesiyle bu sorunun aşılabileceğine dikkat çekiyor.
Türkiye’nin Konut İhtiyacı ve Dar Gelirli Gruplar
Türkiye’deki toplam nüfusun 86 milyona ulaşmasıyla, yılda 600-800 bin konuta olan ihtiyaç net bir şekilde ortaya konuyor. Ancak gelir düzeyindeki dengesizlik, özellikle dar gelirli grupların konut sahibi olmasını zorlaştırıyor. Ev sahiplik oranı giderek azalırken, kiracı oranındaki artış dikkat çekiyor.
Fon Kaynaklarının Erişilebilir Konut Üretimine Yönlendirilmesi
Türkiye’de bireysel emeklilik fonları, sermaye piyasası yatırım fonları ve mevduat hesapları gibi toplamda 29 trilyon TL’lik bir yatırım kaynağı bulunuyor. Uzmanlar, bu kaynakların sadece yüzde 1’inin konut üretimine yönlendirilmesi durumunda 100 bin konutluk bir kapasitenin ortaya çıkacağını belirtiyor. Ancak yatırım süresinin uzunluğu ve risk unsurları bu fonların sektöre yönlendirilmesinin önündeki en büyük engel olarak görülüyor.
Yatırım süresinin 12-24 aya çekilmesi ve risklerin minimize edilmesi, gayrimenkul sektöründe kaynak artırımı sağlayabilecek stratejik adımlar olarak değerlendiriliyor.
Erişilebilir Konut Yatırım Fonları ile Çözüm
Gayrimenkul sektörünün mevcut kaynaklarını etkin bir şekilde kullanabilecek bir sistemin eksikliğine dikkat çeken uzmanlar, “erişilebilir konut yatırım fonları” modelinin hayata geçirilmesini öneriyor. Bu modelde, arsa tedarikçileri, proje geliştiriciler ve finans kuruluşları entegre bir şekilde çalışarak tüketicilere uygun maliyetli konutlar sunabilir.
Dünyada erişilebilir konut fonlarının toplam büyüklüğü 57 milyar dolara ulaşmış durumda. Türkiye’nin de bu potansiyelden faydalanması gerektiği belirtiliyor. Bugün TOKİ projelerine yoğun bir talep olması, erişilebilir konut ihtiyacının ne denli büyük olduğunu gözler önüne seriyor.
Toplumsal Bir Değer Olarak Konut
Konut meselesi sadece ekonomik bir gereklilik değil, aynı zamanda toplumsal bir değer olarak ele alınmalı. Uzmanlar, 6 Şubat depreminde yaşanan kayıpların, konutun birey ve aileler için ne kadar kritik bir unsur olduğunu bir kez daha gösterdiğini vurguluyor. Önümüzdeki yıllarda konut üretimine sadece ekonomik açıdan değil, toplumsal fayda perspektifinden de yaklaşılması gerektiği ifade ediliyor.