Türkiye’de deprem riskinin en yüksek olduğu İstanbul’da, kentsel dönüşüm çalışmaları son 13 yılda kritik bir ivme kazandı. Resmî kurumların açıkladığı verilere göre, şehir genelinde 924 bin 943 bağımsız bölümün dönüşümü tamamlandı, 263 bin 895 bağımsız bölümde ise süreç aktif biçimde devam ediyor. Böylece dönüşüm; yalnızca bir inşaat faaliyetinden çıkarak, ulusal güvenlik stratejisinin temel unsurlarından biri haline geliyor.
İstanbul’da Riskli Yapı Stoku 1,5 Milyon Adedi Aşıyor
Yaklaşık 16 milyon nüfusa sahip olan İstanbul, ülkenin en yüksek deprem riskini taşıyor. Uzman değerlendirmelerine göre kentte 1,5 milyonun üzerinde riskli bağımsız bölüm bulunuyor. Bu nedenle yürütülen her dönüşüm hamlesi, yalnızca bir şehrin değil, ülke geleceğinin güvenliğini yakından ilgilendiriyor.
Devam Eden Projelerde 173 Bin 54 Bağımsız Bölüm Dönüşüm Aşamasında
Şehir genelinde yürütülen çalışmalar kapsamında:
-
125 bin 437 bağımsız bölümde proje faaliyetleri sürüyor.
-
47 bin 617 bağımsız bölümde inşaat süreçleri devam ediyor.
-
Toplam 173 bin 54 bağımsız bölüm aktif dönüşüm kapsamında bulunuyor.
“Yarısı Bizden” Desteği Dönüşümü Hızlandırıyor
Devlet tarafından sağlanan yapım desteği sayesinde, alan ve yapı bazında 78 bin bağımsız bölümün proje ve yapım süreçleri ilerliyor. Ayrıca rezerv yapı alanları üzerinden yürütülen planlı dönüşüm stratejisi, İstanbul’da güvenli yaşam alanlarının yaygınlaşmasını hedefliyor.
39 İlçede 427 Dönüşüm Alanı
Türkiye’nin en büyük metropolünde dönüşüm çalışmaları geniş ölçekli olarak sürdürülüyor:
-
39 ilçede
-
2012’den bu yana 427 farklı dönüşüm alanı
-
49 bin 214 bağımsız bölümün anahtar teslimi tamamlandı
Bu veriler, kentsel dönüşümün yalnızca yapı yenilenmesi değil; yeşil alan artışından akıllı şehir uygulamalarına, afet yönetim stratejisinden sosyal dokunun güçlendirilmesine kadar uzanan çok boyutlu bir şehircilik politikası olduğunu ortaya koyuyor.
Akademi, Kamu ve Teknoloji İş Birliği Genişliyor
Şehircilik projelerinin geleceğine yönelik olarak düzenlenen sektör buluşmaları; belediyeler, akademisyenler, üniversiteler ve teknoloji şirketlerinin ortak katkısını hedefliyor. Şehirlerin afetlere dayanıklı hale getirilmesi, yalnızca kamu yatırımlarıyla değil, bilimsel tasarım, yeni konut modelleri ve güçlü finansman sistemleriyle destekleniyor.
Türkiye’nin En Az 10 Yıllık Konut Politikası Şart
Yapılan değerlendirmelerde; konut üretiminin, finansman modellerinin, arsa üretiminin ve sosyal konut politikalarının en az 10 yıllık ulusal bir strateji ile yönetilmesi gerektiği vurgulanıyor. Sosyal konut ve dayanıklı şehirler artık ülkelerin stratejik güvenlik gündeminin merkezinde yer alıyor.