Türkiye’nin konut piyasasında son aylarda gözlenen hareketlilik yerini belirgin bir yavaşlamaya bırakıyor. Resmî verilere göre Ekim 2025 döneminde konut satışları yıllık bazda %0,5 azalarak 164.306 adette gerçekleşti. Toplam satışın yüksek görünmesine karşın piyasada ivme kaybı dikkat çekiyor.
Açıklanan rakamlar, satışların en yoğun olduğu illeri 26.305 ile İstanbul, 14.681 ile Ankara ve 8.678 ile İzmir olarak gösterirken; en düşük satış adetleri 86 ile Ardahan, 135 ile Bayburt ve 143 ile Tunceli şeklinde kaydedildi. Veriler, ülke genelinde farklı bölgelerdeki konut talebi dağılımının belirginleştiğini ortaya koyuyor.
İlk El Satışlarda Gerileme, İkinci Elde Hafif Artış
Ekim ayına ilişkin değerlendirmelerde ilk el satışların %4,9 oranında gerilemesi, yeni üretim tarafında temkinli bir döneme girildiğini ortaya koyuyor. Buna karşılık ikinci el satışlarda %1,8’lik artış görülmesi, piyasanın ağırlıklı olarak mevcut stok üzerinden döndüğünü işaret ediyor.
Uzmanlara göre hızlı artış döneminin sona ermesi, konut piyasasında daha yatay ve temkinli bir seyre işaret ediyor. Konut finansman koşullarının sıkılaşması, krediye erişimdeki zorluklar ve hanehalkı alım gücündeki gerileme, talebin büyük ölçüde dengelenmesine yol açıyor.
Ocak–Ekim Dönemi Yine de Artıda
Yavaşlamaya rağmen Türkiye genelinde ilk 10 aylık konut satışları %16,2 artışla pozitifte seyrediyor. Ancak aylık bazlı duraklamanın güçlenmesi, önümüzdeki döneme ilişkin belirsizlikleri artırıyor.
Piyasanın Genel Resmi
Veriler ışığında konut sektöründe öne çıkan başlıklar şöyle:
-
Aylık satışlar geriledi: %0,5 düşüşle 164.306 adet.
-
Bölgesel dağılım netleşti: En yüksek satış üç büyük ilde, en düşük satış üç küçük ilde gerçekleşti.
-
İlk el satışlarda düşüş: %4,9 azalma.
-
İkinci elde hafif toparlanma: %1,8 artış.
-
Genel trend durağanlaşma yönünde: Hızlı yükseliş dönemi yerini dengeli ve temkinli bir seyre bırakıyor.
Konut piyasasında “fren işaretinin” görünür hâle gelmesi, sert bir düşüşten ziyade kontrollü bir duraksamanın etkisini yansıtıyor. Uzmanlar, önümüzdeki dönemde finansman koşullarının gidişatının belirleyici olacağını ifade ediyor.