2025’te Gayrimenkul Piyasasında Denge Beklentisi: Arz ve Talep Yaklaşıyor

Gayrimenkul sektörü 2024 yılında sakin bir seyir izlerken, 2025’te piyasanın arz ve talep dinamiklerinde daha dengeli bir tablo ortaya çıkması bekleniyor. Sektör uzmanlarının değerlendirmelerine göre, yüksek faiz oranlarının etkisiyle önceki yıllarda azalan alım-satım faaliyetleri, yeni yılda daha istikrarlı bir yapıya kavuşabilir.

Sektör raporlarında yer alan verilere göre, Türkiye’de konut satışları aylık ortalama 115 bin civarında gerçekleşirken, bu rakam zaman zaman 120 bine ulaşıyor. Satışların %45’i yılın ilk altı ayında gerçekleşiyor, ikinci altı aylık dönemde ise daha hareketli bir piyasa gözlemleniyor. 2024’te konut fiyatlarındaki artış %29 seviyesinde kalsa da, bu oran enflasyonun gerisinde kaldı.

Öte yandan, kiralarda yıllık artış oranının %100’e yaklaştığı görülüyor. Uzmanlar, enflasyonist bir ortamda kiraların yükselmesinin, gelecekte değer kaybı yaşanacağı endişesiyle bağlantılı olduğunu belirtiyor. Ancak son bir ayda kira artışlarının durulmaya başladığı ifade ediliyor.

2025 yılına ilişkin öngörülerde ise daha pozitif bir tablo çiziliyor. Sektör uzmanları, 2025’te konut kredi faiz oranlarının gerilemesiyle kredi hacminde artış yaşanabileceğini tahmin ediyor. Öte yandan, takipteki kredi oranlarının hafif bir artış eğiliminde olduğu ancak dünya ortalamalarının hala oldukça altında kaldığı belirtiliyor.

Kentleşme ve Konut Politikaları Yeniden Gözden Geçirilmeli

Gayrimenkul piyasasında dikkat çeken diğer bir konu ise demografik dağılımın ve kentleşme politikalarının gözden geçirilmesi gerekliliği. Türkiye’de kişi başına düşen hane halkı sayısı ortalama 3,1 olurken, mevcut 23 milyon konutun büyük bir kısmı yoğun kentleşme nedeniyle belirli bölgelerde yoğunlaşıyor. Uzmanlar, bu durumun dengelenmesi gerektiğini, küçük kentlerin, kasabaların ve köylerin yeniden canlandırılmasıyla daha sürdürülebilir bir yapı oluşturulabileceğini vurguluyor.

Uzaktan çalışma modellerinin desteklenmesi ve emeklilerin köylerine dönmelerine yönelik teşviklerin hayata geçirilmesi gerektiği de dikkat çekilen konular arasında. Bu sayede büyükşehirlerdeki yoğunluğun azaltılabileceği ve nüfusun ülke geneline daha homojen bir şekilde yayılabileceği ifade ediliyor.

2025 yılı, gayrimenkul sektöründe arz ve talebin birbirine daha fazla yaklaştığı, kentleşme ve yapı stoku politikalarının yeniden şekillendiği bir yıl olabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir